Yeşil hidrojen ekonomisi için yol ayrımının eşiğinde: Türkiye’nin attığı umut verici adımlar

Yakın zamanda gerçekleşen jeopolitik gelişmelerin, fiyat artışlarının, azalan üretim maliyetlerinin ve COP27 net sıfır hedeflerinin tetiklediği enerji krizinin etkisiyle, küresel hidrojen talebinin 2030 ve sonrası artması bekleniyor. Ocak 2023’te yayımlanan Ulusal Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası, birkaç pilot projeden sonra Türkiye’yi öncü yeşil hidrojen ekonomilerinden biri olarak küresel arenaya çıkardı.

Strategy& Türkiye olarak, Türkiye’deki yeşil hidrojen talebinin 2030’a kadar 1-1,5 Mt’u, 2050’de ise 2-2,5 Mt’u geçebileceğini öngörüyoruz. Enerji sektörü paydaşlarının Türkiye’de şekillenen yeşil hidrojen ekonomisinde fark yaratan pazara giriş stratejileri oluşturabilmeleri için; yeni iş modellerine yönelik kapsamlı pazar potansiyeli analizi ve detaylı rekabet değerlendirmesi yapmalarını tavsiye ediyoruz.

Yeşil hidrojen nedir?

Hidrojen doğada en çok bulunan element olarak;  petrol rafinerileri, çelik üretimi ve cam yapımı dahil olmak üzere geniş bir sektör yelpazesinde birçok üretim sürecinde kullanılıyor. Rüzgâr, güneş, hidroelektrik ve biyoenerji gibi yenilenebilir enerjilerle üretilen yeşil hidrojen, 2030’a kadar karbon emisyonlarını %45 azaltmak ve Paris Anlaşması uyarınca 2050’ye kadar küresel net sıfır hedeflerine ulaşmak için önemli bir enerji kaynağı olarak görülüyor. 

Küresel hidrojen piyasası

Yeşil hidrojene olan küresel talebin özellikle 2030’dan sonra hızlı bir şekilde artması bekleniyor. UEA’nın tahminlerine göre, net sıfır emisyon (NZE) senaryosunda dünyada hidrojen talebinin 2021’de 94 milyon tondan (Mt) 2030’da 200 Mt’a ve 2050’de 450-500 Mt’a yükselmesi bekleniyor. Ülkelerin yayımladığı Açıklanan Taahhütler Senaryosu (APS senaryosu) dikkate alındığında ise, yeşil hidrojen hacmi tahminleri bu rakamın yarısında kalabilir. Ancak, şu an %95’i gri olan küresel hidrojen üretiminin, %99’u temiz olarak üretilmesi ve temiz hidrojen talebinin karşılanması gerektiği de göz önünde bulundurulmalı.

APS senaryosuna göre, Avrupa’nın yaklaşık 50 bcme (doğal gazın milyar kübik metresine denk) ile en büyük yeşil hidrojen ithalatçısı olması, ardından da Japonya ve Kore'nin gelmesi bekleniyor. ABD ve Çin’in ulusal 150 bcme’lik tedarikine ulaşması bekleniyor. Avustralya, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Latin Amerika’nın ise, zengin yenilenebilir enerji kaynağı kaynakları ile en büyük net yeşil hidrojen ihracatçısı olacağı tahmin ediliyor. ABD, Almanya, Hollanda, İngiltere ve Japonya dahil olmak üzere öncü ülkeler, halihazırda geniş ölçekli yeşil hidrojen projelerini, resmi kapasite hedeflerini ve destek programlarını açıklamış durumdalar. 

Küresel emisyonun %41’i doğrudan termal enerji ihtiyacından etkilendiğinden, çelik, kimya, taşımacılık, rafineri ve güç üretimi başta olmak üzere enerji yoğun sektörlerde yeşil hidrojen çok önemli olacak. Her sektör yeşil hidrojeni farklı bir uygulama alanında kullanıyor ve yeşil hidrojene geçişin 2050’ye kadar son kullanıcı sektörlerindeki durumu değiştirmesi bekleniyor.

  • Çelik: Doğrudan demir indirgenmesinin uzun vadede temel  teknolojilerden biri haline gelmesi beklentisiyle, 2030’da çelik yapımında kullanılan enerjinin %3’ü, 2050’de ise %25’i hidrojenden üretilebilir. Bu durum demir çelik sektörünün küresel hidrojen kapasitesindeki payını 2050’ye kadar %8 artırabilir. 

  • Kimya: Hidrojen amonyak (gübrenin ana kaynağı) ve metanol yapımında kullanılıyor ve küresel hidrojen hacminin %53’ünü tüketen kimya sektörünün temiz hidrojen talebinin 2050’ye kadar yaklaşık 60 Mt’u ulaşması bekleniyor.

  • Rafineri: 2020'de küresel temiz hidrojen için en büyük talep rafinerilerden gelirken, rafinerilerden gelen talebin 2050'nin sonunda toplam talep içindeki payının %41'den %2'ye düşmesi bekleniyor.

  • Taşımacılık: Hidrojenin ağır yük taşımacılığını önemli ölçüde dönüştürmesi bekleniyor. Taşımacılık sektöründe temiz hidrojen talebinin büyüme oranının tüm diğer sektörleri geçerek, 2020 ile 2050 arasında %12 yıllık bileşik büyüme oranı (YBBO) ile sürdürülebilir havacılık yakıtı ve gemiler için metanol uygulamaları dahil olarak 2050’de yaklaşık 100 Mt hacme ulaşması bekleniyor.

Türkiye’deki güncel yeşil hidrojen gelişmeleri

Ortaya çıkan düzenlemelerin beklentileriyle birlikte Türkiye’nin öncü enerji oyuncuları yeşil hidrojen çalışmalarını ve yatırımlarını hızlandırdı.

Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ocak 2023’te Türkiye’nin Ulusal Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası’nı yayımladı ve Türkiye’yi küresel ölçekte öncü yeşil hidrojen ekonomileri arasına yerleştirdi. Yayımlanan strateji, 2053’e kadar elektrolizör kapasite hedefleri, yeşil hidrojen üretiminde maliyetlerin azaltılması, yerel kaynaklar için ArGe desteği, kamu-özel sektör işbirliği, yeşil hidrojen ve amonyak ihracatı, öncelikli yeşil hidrojen sektörleri ve hidrojen taşımacılığı/dağıtımı gibi önemli stratejik öncelikleri ortaya koyuyor. Ulusal hidrojen stratejisine göre, Türkiye 2030’a kadar 2GW, 2035’e kadar 5 GW ve 2053’e kadar 70 GW hidrojen üretim kapasitesi kurmayı hedefliyor.   

Türkiye hidrojen pazarında büyüyebilmek için fark yaratan bir pazara giriş stratejisi geliştirmek ve uygulamak üzere aşağıdaki stratejik soruların yanıtlanması gerekiyor.

PwC Strategy& olarak, stratejiden uygulamaya sahip olduğumuz becerilerimizi kullanarak, enerji sektöründeki müşterilerimize yatırımın ilk değerlendirilmesinden itibaren pazar ve rekabet değerlendirmesi, finansal durum tespiti, ortaklık, birleşme ve satın alma piyasa araştırmaları ve uygulama program yönetimi gibi çeşitli alanlarda entegre bir yaklaşımla yardımcı oluyoruz.

Bizi takip edin

Bize ulaşın

Ozan Cığızoğlu

Ozan Cığızoğlu

Şirket Ortağı, Strategy& Türkiye

Mehmet  Özenbaş

Mehmet Özenbaş

Direktör, Strategy& Turkey